6.Sınıf Türkçe GÖREVİNİ UNUTAN SAAT Metni (Yansıt Okut) 2023-2024




6.Sınıf Türkçe GÖREVİNİ UNUTAN SAAT Metni (Yansıt Okut)



Ekleyen: Ziyaretçi | Okunma Sayısı: 4936

6.SINIF TÜRKÇE KİTABI METİNLERİ

 

GÖREVİNİ UNUTAN SAAT 

 

Yeşillikler arasında mis gibi havasıyla küçük bir kasaba vardı. Kasabada yaşayan herkes çalış­mayı çok severdi. Erkenden kalkıp herkes yola koyulurdu.

Yolun üzerinde bir saat kulesi vardı. Görevi, her gün yoldan geçenlere zamanı hatırlatmaktı. Kasabada yaşayanlar için bu saat kulesinin önemi çok büyüktü. Çünkü zamanı bir şaşırırlarsa tüm işler aksardı. O zaman neler olacağını düşünmek bile istemezlerdi.

Çok önemsendiğinin farkında olan saat kulesi son günlerde pek şımarmış görünüyordu. Çün­kü kendisinin ulaşılmaz olduğunu, onsuz hiç kimsenin işini yapamayacağını düşünüyordu. Üzerinde uçan kuşların kanat çırpışlarıyla alay ediyordu. Kuşlar da artık onu tanıyamaz olmuştu.

Rüzgârın uğultusu ile uykudan uyanan saat başını kaldırıp:

-                     Hiç utanmıyor musun, üzerimde esip duruyorsun? Senin yüzünden uykumdan oldum, diye­rek rüzgâra çıkıştı.

Rüzgâr:

-                     Senin görevin uyumak değil, sen uyursan zaman ilerlemez ki, dedi.

Ama bizim saat aynı sinirli, kendini beğenmiş tavırla suratını asıp rüzgârı tersledi.

Rüzgâr:

-                     Vuuu! Artık esmeyeceğim, sana çok kırıldım, deyip gitti.

Saat, arkadaşı rüzgârın gidişini umursamadı bile. Kendini ulaşılamaz gördüğü için başka ar­kadaşlarım var zaten diye düşündü. Sabah güneşi tüm ışıklarını arkadaşı saatin üzerine yolladı. Saat uykudan zorlukla araladığı gözlerini öfkeyle güneşe çevirdi. Yüzünü ekşitti.

-                     Bana bak! Senin başka işin yok mu? Işıklarına ihtiyacım yok, beni rahatsız ediyor. Neden beni uykumdan uyandırıyorsun, dedi.

Güneş şaşkın şaşkın tüm renklerini saatin üzerinden çekti.

-                     Benim görevim bu. Ama senin görevin uyumak değil. Sen uyursan zaman durur, işler yolun­da gitmez. Demeye kalmadan saatin yüzünü diğer tarafa çevirdiğini fark etti. Saatin bu tavrına çok üzülen güneş, ışıklarını kasabanın üzerinden çekti. Kasabada artık karanlık günler başlamıştı. Bir gün kara bulutlar saatin üzerinde durdular.

Şıpır şıpır yağmur taneleri toprağa düşmeye başladı. Bu sırada uyumakta olan bizim saatin üzerine de damlalar düştü. Saat feryat figan bağırmaya, haykırmaya başladı:

-                     İmdat imdat! Durdurun şu yağmur damlalarını! Beni rahatsız ediyorlar. Ne biçimsiniz siz? Gidin başka toprakları ıslatın. Ben burada uyumak istiyorum, diyerek yağmur yüklü bulutları uzak şehirlere kovaladı.

Yağmur bulutları, saatin bu kırıcı hareketinden sonra bir daha buralara uğramamaya karar verdiler. Bu arada kasabada yaşayan herkesin düzeni bozulmuştu. Nasıl bozulmasın ki, zamanı yü­rütmekle görevli saat sürekli uyuyordu. Görevini unuttuğu için işler aksamıştı. Hayat zorlaşmıştı... İşler artık yolunda gitmiyordu. Bir de tembellik yapmak uğruna dostlarını gücendiren saatin verdiği zararlar vardı.

Rüzgâr esmiyordu, bulutlar bu kasabaya uğramadan yollarını değiştiriyorlardı. Güneş küs­müştü saate. Bu yüzden başka şehirlerin üzerine pırıltılı ışıklarını yolluyordu. Bu kasaba artık yaşan­maz hâle gelmişti. Hiçbir iş zamanında olmadığı için toprak da verimini kaybetmişti. Kasabalı aç bitap yollara koyuldu. Başka bir kasabada hayatlarına devam etmeye karar verdiler.

Tek başına kalmıştı bizim saat. Tüm arkadaşlarını kaybetmişti. Etrafında kimse kalmamıştı. Geç de olsa yaptığı hatayı anlamıştı. Üzerine düşen görevi yapmaması nelere sebep oluyordu. Sadece görevini ihmal etmemişti. Bir de tüm dostlarını küstürüp doğanın dengesini altüst etmişti.

Artık tek başına bu kasabada yaşamaya mahkûm görünüyordu. Dua etmeye, her şeye gücü yeten yaratıcıdan yardım istemeye başladı.

- Allah'ım, biliyorum görevimi yapmadım. Çok yanlış davranışlarda bulundum. Herkesi üz­düm. Beni önce sen affet, sonra da onların beni affetmesini sağla.

Pişmanlıklar içinde akıttığı gözyaşları sele dönüştü. Kasabayı terk etmeye hazırlananlar topra­ğın yeşerdiğini görünce geri dönmeye başladılar.

Kuşlar; rüzgâra, bulutlara, güneşe, yağmura arkadaşlarının pişmanlığından bahsettiler. Umut­suzluk içinde ağlarken saat, burnuna düşen tip tip yağmur tanelerini hissetti. Gözlerini açmak is­temedi. Ya hayal görüyorsam diye endişe etmişti. Sonra yanaklarını ısıtan bir güneş ışığını hissetti. Ardından "Vuuu!" diye iliklerine kadar işleyen rüzgârın sesini duydu.

Gözlerini yavaşça araladı. Dostları onun çevresinde halka olmuşlardı. O zaman yaptığı hata­dan kızaran yanaklarını dostlarına çevirip:

- Hepinizden özür dilerim. Ben tembellik uğruna görevimi aksattım. Herkesin zarar görme­sine neden oldum. Siz dostlarımın da kalbini kırdım. Söz veriyorum, eskisi kadar çalışkan olacağım. İşlerimi zamanında yapıp kimsenin etkilenmesine izin vermeyeceğim, dedi.

Yalnız kalmaktan korkan saat akıllanmıştı. Zamana sahip çıkıyor, aksamasına izin vermiyordu. O işini düzgün yaptığı zaman, her iş yolunda gidiyordu.

Kasabalı eski düzenlerine geri dönmenin mutluluğu içindeydi. Her sabah erkenden işlerine gidiyorlardı. Bizim saat kulesindeki saat ise onları selamlıyordu. Saat sorumluluklarını öğrenmişti. Tek başına mutluluk olmayacağını artık biliyordu. Asıl mutluluğun dostlarının arasında görevlerini yaptığında içinde hissettiği şey olduğunu anlamıştı.

 

Hatice BİLİCİ Görevini Unutan Saat

 

 




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.