Gazeteci yazar Can Dündar'ın yazıp yönettiği yarı belgesel film, Mustafa Kemal Atatürk'ün son 300 gününe odaklanıyor. İlk kez 10 Kasım 1993 tarihinde gösterilen ve müzikleri Fahir Atakoğlu'na ait yapım, o dönemde ülkenin dört bir yanında ilk ve orta dereceli okullarda eğitim filmi olarak gösterilmişti. 

Yine Can Dündar'dan yarı belgesel tadında bir film olarak bu kez beyaz perdede gösterime giren yapım, bir milyonun üzerinde bilet satışıyla o döneme kadar yapılmış filmler arasında en fazla sayıda izleyiciyi çekmeyi başarmış bir yapımdı. Mustafa, sadece kendisini yetiştirmekle kalmamış, bir vatanı yeniden ve küllerinden var etmeyi başarmış bir azim ve kararlılık destanının baş kahramanını konu alıyordu.

Zülfü Livaneli'nin senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmde Mustafa Kemal Atatürk'ü Sinan Tuzcu canlandırıyor. Atatürk'ün çocukluk arkadaşı Salih Bozok ile köklü dostluğunun odağında ilerleyen film, Ulu Önder'in çocukluk yıllarından başlayarak, askeri kimliği, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yolda, vatan uğruna yaptığı sayısız fedakarlığı gözler önüne seriyor. Ve Salih Bozok... En yakın dostu hayata gözlerini yumduğunda, yaşamanın bir anlamı kalmadığına kanaat getiriyor ve tereddüt etmeden kendi hayatına son veriyor.

Vaktiyle donanmadan terhis edilen bir bahriye çavuşu olan, zamanını kumar oynayarak ve kavga ederek geçiren Külhan Beyi Yandım Ali, Osmanlı'nın can çekiştiği ve İstanbul'un işgal altında olduğu 1918 yılının serin Kasım günlerinde kurtuluştan ümidini kesmiş bir şahıstır. Aynı günlerde Suriye cephesinden İstanbul'a dönen Mustafa Kemal ile yolları kesişir ve bir vatansever olarak, kurtuluşa atılacak adımlarda ön saflarda yer almaya karar verir. 

Şu Çılgın Türkler kitabının yazarı Turgut Özakman'ın kaleme aldığı senaryo, başrolde Halit Ergenç ve Çetin Tekindor ile hayat buluyor. İlkokul 5. sınıfta okuyan bir grup çocuğa, Atatürk ve hayatı ile ilgili bir araştırma ödevi verilir. Bu ödevde çocuklara yol gösteren ve tarihe ışık tutan ödüllü bir dede vardır ki, onun sayesinde yakın tarihimize son derece büyülü bir yolculuk yapan çocuklar, Kurtuluş yıllarını ve Cumhuriyet'in kuruluşu esnasında verilen mücadeleyi ve yapılan fedakarlıkları bir daha unutamayacakları destansı bir anlatımla dinlerler.

Balkan Savaşı'nda yaşanan yenilginin ardından yeniden ayağa kalkmaya çalışan, çalışkan, azimli ve inançlı bir ulusun, bir avuç vatan toprağını bile gözünü dahi kırpmadan savunmasıyla, bir ulusun esaretin eşiğinden dönerek yeniden doğrulmasında emeği geçen sayısız isimsiz kahramanın destanıdır Çanakkale Savaşı.

Rutkay Aziz'i Mustafa Kemal rolünde izlediğimiz, Kurtuluş Savaşı sonrası olayları konu alan filmde, Mustafa Kemal'e ilgi duyan İzmirli Latife Hanım'ın İzmir'deki evi karargah olarak kullanılmaktadır. Bu ilgiden haberdar olan Zübeyde Hanım, Latife Hanım'ı ziyaret etmek için İzmir'e gelmek ister. Savaşın yaralarını henüz sarmaya başlayan bir ülkenin, ayağa kalkış mücadelesinin ilk adımları atılırken, Mustafa Kemal'in hayatında da değişim başlamıştır.

Dünya tarihinde geniş yankılar uyandıran, her ulusa örnek olacak bir kahramanlık destanının yazıldığı gün olan 18 Mart 1915, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kendini vatana feda eden her yaştan kahramanın muharebesidir. Bu süreçte ve sonrasında, gün ışığına çıkmamış mektuplar, belgeler ve fotoğraflarla, sadece Türk askerlerinin değil, din, dil, ırk, uyruk gözetmeksizin tüm askerlerin yaşadıkları acıları ve onların duygularını anlatan hikayelerle savaşın hüzünlü yüzünü ortaya koyuyor.

Derin ve acı kayıplar yaşadığımız Balkan Harbi'nden yeni çıkmış bir millet, yaralarını sarma çabası sırasında, Avrupa ülkelerinde patlak veren Birinci Dünya Savaşı ile kendini yeniden bir girdabın içinde bulmasıyla, varını yoğunu ordu için harcar; körpecik evlatlarını bile...

Nisan 1915... Çanakkale Boğazı'nı gemilerle geçemeyen düşman askerleri, çaresiz Gelibolu kıyılarına yönelmişler ve buradan yaptıkları çıkartmalarla işgali başarıya ulaştırmayı hedeflemektedir. Bu sırada cephede görevli Muhsin ve Hasan kardeşleri odağına alan hikaye, bir koya adını veren Avustralyalı askerler olan Anzak'ların mağlubiyetini yeniden yorumluyor.