İki Şehrin Hikayesi  (Charles Dıckens)

Jarvis Lorry, Londra’daki Telsons Bankası’nın yaşlı memurudur. Dover şehrine önemli bir iş için gitmektedir. Orada kalacağı otele ulaştığında otel görevlisine, genç bir kızın kendisini görmek için geleceğini söyler ve otel görevlisinden kız geldiği zaman kendisine haber vermesini ister. Genç kız, kendisine ulaşan mektubu okumuş ve Londra’dan hemen Paris’e gelmiştir. Bay Lorry ile görüşür ve ondan yıllar önce kaybettiğini düşündüğü babasının yaşadığı haberini alır. Bay Lorry, genç kızı Jacgues Defarge’nin meyhanesine götürür. Meyhaneye gelme sebepleri ise, Doktor Mannette’nin yani genç kızın babasının oranın ikinci katında kalıyor olmasıdır. Doktor, yıllarca zindanda tek başına kalmış ve hiç kimseyle görüştürülmemiştir. Bunun neticesinde neredeyse konuşmayı bile unutmuştur. Ona sadece ayakkabı yapması için izin verilmiş ve doktor da yıllar boyunca vaktini ayakkabı yaparak geçirmiştir. Doktor, kızını tanıyamaz. Kızı, babasının durumundan haberdardır. Aynı zamanda doktor hâlâ zindanda geçirdiği yılların etkisindedir ve zaman zaman kendinden geçmekte ve her şeyi unutmakta, o anlarda sadece ayakkabı yapmaya koyulmaktadır. Kızına ve Bay Lorry’e hiçbir zorluk çıkarmadan, Londra’ya dönen doktor geçen beş yıl içinde normale dönmekle beraber zaman zaman bahsi geçen nöbetleri yaşamaktadır. İşte o günlerde, doktor ve kızı bir ajan olduğu düşünülen bir adamın yargılanmasında şahitlik yapmaları için mahkemeye çağrılırlar. Bu kişi, aslen Fransız olan Charles Darnay'dir. Doktor ve kızının Fransa’dan Londra’ya döndüğü tren yolculuğunda Manette ailesi ile yolculuk etmiştir. Bu yolculuk esnasında vatan ve millet üzerine kısa bir sohbet etmişlerdir. Mahkemenin yargıcı bu konuşmayı, Matmazel Manette’ye sorar ve kızın anlattıklarıyla Darnay, daha zor duruma düşecektir. Bu esnada, Darnay’in avukatı Stryver, yargılama sırasında mahkemede bulunan ve neredeyse ikizi gibi Darnay’a benzeyen Cidney Carton’u yargıca tanıtır. Belki de suçlu bu adamdır der ve bundan yola çıkarak anlatılan olayların Darnay’ın yaptığına dair hiçbir delil olmadığını mahkeme heyetine anlatır. Yargılama sonunda Darnay, beraat eder. Bu yargılamaya sebep olan ve karanlık bir kişiliğe sahip olan John Barsad da sessizce mahkeme salonunda uzaklaşır. Bahsi geçen kişi romanın ilerleyen bölümlerinde yine karşımıza çıkacaktır. Jarvis Lorry, Lucie Manette’yi kızı gibi sevmektedir ve tüm sorunlarında onların en büyük yardımcısıdır. O günlerde, Bay Darnay ile Lucie Manette oldukça yakınlaşmıştır. Darnay ile beraber Cidney Carton ve Avukat Stryver de Manette’yi sevmektedir. Bayan Manette, bahsi geçen üç kişiden de evlilik teklifi alır ve Darnay’i sevdiği için onun teklifini kabul eder. Darnay, esasında soylu bir aileye mensuptur fakat Evremonde ailesinin halka zulmüne ve soyluların yaşamına hiçbir zaman hoş bakmamış, bu hayatı elinin tersiyle itmiştir. Kendine düşen toprakları da köylülere paylaştırmış hatta soylular için toplanan vergilerden de vazgeçmiştir. Amcası ise tam tersi bir kişiliğe sahip olan bir soyludur. Evremonde Markisi olan bu şahıs, kralın kendine gösterdiği soğuk tavırlara öfkelenmiş ve toplantı salonunu terk ettiği gün arabasıyla bir çocuğu çiğnemiştir. Şatosuna dönüşünden çok kısa bir süre sonra babası oğlunun intikamını alacak ve markiyi hançerleyerek öldürecektir. Darnay, o günlerde oldukça mutludur fakat işleri tersine çevirecek bir mektup alacaktır.