İnsanları Sevmelisiniz

Kitapta, Nazi zulmünden dolayı Almanya’yı terk eden iki mültecinin maceraları anlatılmaktadır. Kern 21 yaşında tıp tahsili gören bir gençtir. Yarı Yahudi bir ailedendir. Steiner ise Yahudi olmamasına rağmen, orduya ihanetten aranmaktadır. Steiner, Kern’in roman boyunca en büyük destekçisidir. Kendisine sıkıştığı her anda yardım etmektedir. Kern ise sığındığı her ülkeden kovulan mültecilerden birisidir. İsviçre, Çekoslovakya, Avusturya, Fransa arasında gidip gelirler. Steiner görmüş geçirmiş bir insandır. Mülteciler için en büyük sorun para bulma sorunudur, bunu ortadan kaldırmak için, Steiner zaman zaman kumar oynarken; Kern ise babasının Almanya’dayken imal ettiği tuvalet sularını ve kolonyaları satmaktadır. Bunun yanında hayırsever Yahudilere ve mülteciler komisyonlarına da başvurulur. Bununla beraber sirkte, lokantada vb. işlerde de çalışılır. Kern ülke ülke dolaşırken Ruth isimli bir mülteci kızla tanışır. Kern sık sık sınır dışı edilir. Bu yüzden, Ruth da Kern’den zaman zaman uzakta kalmaktadır. En son beraber Paris’e giderler. Orada nispeten daha sıkıntısız ve korkudan uzak yaşamaya başlarlar; fakat bu durum da geçicidir. Çünkü mülteciler vatansızdır, hiçbir ülke onları kabul etmemektedir. Hatta Birleşmiş Milletler Teşkilatı bile onlara bir kimlik ve ülke sağlama konusunda gönülsüz, umursamaz bir tavır içerisindedir. Mülteciler bu sıkıntılarla baş ederken Kern’in en yakın destekçisi Steiner’in en büyük amacı eşine kavuşmaktır; fakat aldığı bir haber her şeyi tersine çevirecektir.